MHP'li Arzu Erdem: LGBT bizim örf, adet, gelenek ve göreneklerimize aykırıdır
SİYASETMHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, LGBT dayatmasına karşı düzenlenen Büyük Aile Buluşması'nda bileşenlerin Meclise sunmayı planladığı yasa teklifi ile alakalı önemli açıklamalarda bulundu. Erdem, “Aile kurumunu yıpratmayı hedefleyen her türlü hareketin önüne geçilmeli, mücadele edilmeli ve gerekenler yapılmalı. Aile hedef alınıyor. Aileye verilen zarar; Türkiye Cumhuriyeti Devletine verilen zarardır.” ifadelerini kullandı.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi de olan MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, Konuya ilişkin Meclis'e araştırma ve soru önergeleri verdiklerini söyledi ve acil önlem çağrısında bulundu.
MHP Milletvekili Arzu Erdem, kendisine yönetilen soruları yanıtladı ve görüşlerini şu şekilde dile getirdi;
"Müslüman bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde LGBT konusunu toplum değerlerimizden bağımsız bir şekilde ele almamız mümkün değildir. LGBT bizim örf, adet, gelenek ve göreneklerimize aykırıdır. Özellikle son zamanlarda dijital yayın platformlarının Türkiye pazarına girişiyle LGBT dayatması da bu platformlar üzerinden çocuklarımıza ve gençlerimize kolaylıkla yapılmaktadır. Ülkemiz aleyhinde yayınlar yapan, milli, manevi ve ahlaki değerlerimizi ayaklar altına alan bu platformlar, LGBT’yi normalleştirmektedirler. Eskiden subliminal yöntemlerle yapılmaya çalışılan manipülasyon şimdilerde açık seçik ortaya konulmaktadır. Bu platformlardan biri olan Netflix’teki eşcinsellik temalı yayınlar öylesine çirkin ve ileri boyuta taşınmış durumda ki sapkın ilişkiler ekrana getirerek, çocukları buna alet etmektedir. Netflix yayınladığı “3 Altında: Arcadia Hikâyeleri” adlı çocuk animasyon çizgi dizisinin 2. sezonunda 9-10 yaşlarında iki kız çocuğunu öpüştürerek, çocukların saf akıllarını bulandırmaya çalışmaktadır. Özellikle çocukların ve Türk gençliğinin geleceğinin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesi açısından bu tür içerikler bulunduran yayınlarla mücadele, oldukça önemlidir. Bu hususta ebeveynlere, eğitimcilere ve bizlere çok fazla görev düşmektedir. Milli manevi ve ahlaki değerleri korumanın temeli ailede başlamaktadır. Bu sebeple ebeveynleri çocukların milli manevi ve ahlaki değerlerini zarara uğratacak içerikler barındıran yayınlardan çocuklarını uzak tutmaları Ve gerekli önlemleri almaları gerekmektedir. Etkin olacak çözümlerden bir tanesi Netflix kanalına özellikle evde yaşı küçük veya bireysel gelişimini tamamlamamış çocukları bulunması durumunda abone olunmaması.
Toplumun hatta insan neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini engelleyen, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunu yıpratmayı, yozlaştırmayı ve toplumun yapısını bozmayı hedefleyen, fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetişmesini engelleyen her türlü hareketin önüne geçilmeli, her türlü oluşumla mücadele edilmeli ve gerekenler yapılmalıdır. Bir toplumun temel taşı ailedir burada aile hedef alınmaktadır. ailenin yıpratılması için sistemli bir çalışma vardır. Ve bütüncül olarak aileye verilen zarar topluma verilen ve millete verilen dolayısıyla Türkiye cumhuriyeti devletine verilen zarardırlar."
"Çizgi filmler gençleri etkiliyor"
Çocukların ve gençlerin bilgisayar başında fazla zaman geçirmeleri sosyal hayattan uzaklaşmalarına, dış dünyayla bağlantılarını kesmelerine ve kendi dünyalarını oluşturmalarına yol açmaktadır. Sosyal hayattan kopan çocuklar ve gençler, oyunlardaki ve çizgi filmlerdeki karakterleri benimsemekte ve öz benliklerini reddetmektedir. Bu gençlerimiz o andan sonra o karakterlere bürünmektedir. Yüzlerce gencimizin intiharıyla bağlantılı olduğu düşünülen ve sanal ölüm tuzağı olarak bilinen Mavi Balina, Momo, Mavi Bebek isimli bilgisayar oyunlarına son zamanlarda Anime adında bir çizgi film de eklenmiştir. Çocuklar, izledikleri bu çizgi film karakterlerini, kendi iç dünyasında benimsemekte ve kişiselleştirmektedir. Karakterlerin kendileriyle iletişim halinde olduklarını iddia eden çocuklar, o karakterlerin kendilerini desteklediğini, sevdiğini ve koruyup kolladığını ifade etmektedir. Ailesine zarar vermeye yönlendiren bu gibi çizgi filmler, eğer çocuk kabul etmezse kendisine zarar vermeye yönlendirmektedir. Bu zarar fiziksel olarak kendini kesme, ruhsal olarak ise yalnızlaşma, okula gitmeme ve sosyal aktiviteleri durdurma şeklinde olmaktadır.
Öz benliklerini kabul etmedikleri için sevilmeyi hak etmediklerini düşünen çocuklar, mazoşistçe bedenine zarar verici eylemlerde bulunmaktadır. Estetik olarak kendi fiziğini ve görüntüsünü beğenmeyip, hayal dünyasında oluşturduğu karakterleri kendilerine uyarlamaya çalışan çocukların ve gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Aidiyet duygusundan uzaklaşan çocuk, dış dünyayla bağlantısını kesip bu tür film karakterleri ile kendine bir dünya kurmakta, böylelikle hem inancına hem cinsel kimliğine hem de fiziksel yapısına zarar vererek yaşamını sürdürmektedir. Aileleri ile bağını koparan bu çocuklar, özgürleşmek adı altında anne-baba ile kavga ederek, aile yapısını zedelemekte ve evden kaçmaktadır. Veya bu durum karmaşasına katlanamayacağına karar vererek intihar girişiminde bulunmaktadır.
Bu gibi çizgi filmler, fiziksel ve ruhsal tahribatın yanı sıra aile yapısını bozup, aidiyet duygusundan uzaklaştırarak, huzursuzluklara, milli değerleri reddetme ve hatta dinsizliğe sebep olmaktadır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin oluşabilecek fiziksel ve ruhsal zararlardan korunması, dolayısıyla bugünümüzün ve geleceğimizin güvence altına alınması adına bu hususta çalışmalar yapılarak acil tedbirler alınmalıdır. Bu gerekçeler doğrultusunda gençlerimizi intihara sürükleyen, psikolojik zarar veren ve şiddete yönlendiren Anime ve benzeri çizgi filmlerin ve oyunların etkilerinin araştırılması, kontrollü hale getirilmesi ve gereken önlemlerin alınması hususunda gerekli çalışmaların yapılması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak TBMM’ye hem soru önergelerimizi hem de araştırma önergemizi verdik. Geleceğimiz olan evlatlarımız için ne gerekiyorsa yaptık yapmaya devam edeceğiz.
Gündüz kuşağında yayınlanan televizyon programlarının toplumun aile yapısını bozuyor.
"RTÜK kanununda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır"
Çocukların ve gençlerin izleyebileceği saatlerde, gündüz yayınlanan programların içerikleri açısından psikolojik travmalara sebep olabileceği hususunda çeşitli değerlendirmeler mevcut. Programlarda yer alan olumsuz davranışların gelecek nesiller açısından normal kabul edilerek, benimsenmesini engellemek amacıyla hukuki boyutuyla caydırıcı cezaların getirilmesi ve programların kaldırılması hususunda önergelerimizi verdik. Çocuklarımızın ve gençlerimizin izleyebileceği saatlerde yayınlanan programlar, psikolojik travmalara sebep olmaması için ilgili bakanlıklar tarafından denetlenmeli, programlarda yer alan olumsuz davranışların gelecek nesiller açısından normal kabul edilerek, benimsenmesi engellenmeli, söz konusu programların çocuklarımızın ve gençlerimizin psikolojisine nasıl yansıdığı hususunda araştırmalar yapılarak, acilen önleyici tedbirler alınmalıdır. Özellikle televizyon programlarına ilişkin denetlemenin düzenli olarak yapılabilmesi için sadece gelen şikayetler değerlendirilerek İncelenmemesi için RTÜK kanununda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
"Şiddet ve cinsellik içerikli yayınlardan uzak, kaliteli ve eğitici filmler hazırlanmalı ve yayınlanmalıdır"
Türk aile yapısına, gelenek, görenek, örf ve adetlerimize uygun, çocuklarımıza ve gençlerimize milli, manevi ve ahlaki değerlerimizi açık ve net bir şekilde ifade edecek, örneklendirecek, ilgi çekici yayınlar yapılması gerekmektedir. Ülkemizdeki televizyon yayınları toplumun değerlerini, millî kültürünü koruma yaşatma, yeni nesillere doğru şekilde aktarma eğiliminde olmalıdır. Televizyon yönetici ve yayınları, yayın politikalarını toplumun kültürel değerlerini gözeterek düzenlemelidirler. Bu bağlamda mevcut yabancı dizilerden kültürümüze ters düşmeyen, eğitici ve bilimsel içerikli olanların dışındakiler yayından kaldırılmalıdır. Özellikle zararlı maddelerin kullanımını, normal ve hatta özendirici bir şekilde sergileyen filmler genelin seyrettiği kanallarda kesinlikle gösterilmemelidir. Yerli filmler hazırlanırken kültürel değerlerimizi öne çıkaran senaryolar teşvik edilmelidir. Çizgi filmler de aynı amaçla hazırlanmalı, çocukların zihinsel gelişimleri olumsuz etkilerden uzak tutulmalıdır. Özellikle şiddet ve cinsellik içerikli yayınlardan uzak, kaliteli ve eğitici filmler hazırlanmalı ve yayınlanmalıdır. Kadim Türk devletinin Şanlı şerefli tarihi doğru içerikli yansıtılmalı özellikle milli manevi ve ahlaki değerlerimizi güçlendirecek içerikleri barındıran yayınlara yer verilmelidir. Ailelerimiz bu hususta bilinçlendirilmelidir
Netflix, Disney+ gibi platformlara ilişkin görüşlerini dile getiren Erdem sözlerini şu şekilde sonlandırdı.
"Söz konusu platformlar milli kültürümüze, manevi ve ahlaki değerlerimize, toplumsal hassasiyetlerimize, aynı zamanda insanın doğasına aykırı, hatta düşmandır. Özellikle Türklüğü Müslümanlığa düşman içerikler her bir yayınında mutlaka bulunmaktadır. Gençliğin baş belası olan uyuşturucu ve çeşitli madde kullanımları sıradanlaştırılıp, doğrudan ve dolaylı olarak özendirilmektedir. Cinsellik, aşırılıklarla, ortaokul sıralarına kadar indirgenerek, sınırsız bir şekilde dayatılmaktadır. Pedofili normalleştirilmektedir. Küfür, şiddet, cinayet, tecavüz, cinsiyetsizlik, aşağılama, bencillik, mafya seviciliği, silah kullanımı, terör seviciliği vb. her türlü yozlaşma ve çürüme bu platformlarda hiçbir kısıtlama olmaksızın rahatlıkla çocuklarla ve gençlerle buluşmaktadır. Özellikle çocukların ve Türk gençliğinin geleceğinin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesi açısından bu tür içerikler bulunduran yayınlarla mücadele, oldukça önemlidir."
İlginizi Çekebilir