© Haber Kızılelma 2022

MHP’li Özarslan: CHP resmen, Atatürk çizgisini reddetmeyi, bir parti politikası haline getirmiş oldu

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Bahadır Bumin Özarslan, "CHP'de yeni yönetim belli oldu. Dış politikada sorumluluk, skandal açıklamalar yapan emekli büyükelçi Ünal Çeviköz'den sonra İlhan Uzgel'e verildi. İlhan Uzgel, "gölge Dışişleri Bakanı" olarak belirlendi." dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Bahadır Bumin Özarslan, "KHK ile ihraç edildikten sonraki yazılarına ve açıklamalarına bakıldığında, Türkiye'yi karalama ve suçlama çıtası, Ünal Çeviköz'ün de üstünde. CHP tabanının çoğunluğunu temsil eden Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları, Ünal Çeviköz'den kaçarken İlhan Uzgel'e tutulmuş oldular." dedi.

MHP'li Özarslan sosyal medya hesabından önemli paylaşımlarda bulundu.

 

CHP'de yeni yönetim belli oldu. Dış politikada sorumluluk, skandal açıklamalar yapan emekli büyükelçi Ünal Çeviköz'den sonra İlhan Uzgel'e verildi. İlhan Uzgel, "gölge Dışişleri Bakanı" olarak belirlendi.

Yani CHP'de değişen bir şey yok. Zira İlhan Uzgel, terörle mücadele kapsamında icra edilen "Hendek Operasyonları"na karşı çıkıp Türkiye'yi soykırımla suçlayan ve Türkiye'ye uluslararası müdahale çağrısı yapan Barış İçin Akademisyenler Bildirisi'ni imzalamış bir akademisyen.

KHK ile ihraç edildikten sonraki yazılarına ve açıklamalarına bakıldığında, Türkiye'yi karalama ve suçlama çıtası, Ünal Çeviköz'ün de üstünde. CHP tabanının çoğunluğunu temsil eden Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları, Ünal Çeviköz'den kaçarken İlhan Uzgel'e tutulmuş oldular.

CHP, bir kere daha dış politikayı Ankara yerine başka başkentlerden okuyan birine teslim etmiş durumda. Yani CHP resmen, Atatürk çizgisini reddetmeyi, bir parti politikası haline getirmiş oldu. Muhtemelen Berlin, İlhan Uzgel'in daha çok tercih edeceği başkent olacak.

Öte yandan CHP'deki "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi'ne imza atan akademisyen sevdası"nın bitmediğini de bir kere daha anlıyoruz. İbrahim Kaboğlu ve Yüksel Taşkın'dan sonra yine bir imzacıya yer vermek tesadüf olmasa gerek.

Görülüyor ki isimler ve tarzlar değişse de zihniyet aynı kalıyor. 10 Kasım'dan bir gün sonra yapılan bu tercih, Atamızın şu sözünün, kurduğu partide de anlaşılmadığını, anlaşılmak istenmediğini gösteriyor.

"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER