TTK Başkanı Çetin: Tarih Kurumunun arşivleri, devlet arşivlerimiz herkese açık
GÜNDEMTürk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, "Biz büyük devletiz ve kayıtlarımız var. Dünyanın neresinden gelirlerse gelsin, hepsine bütün arşivlerimiz açık. Tarih Kurumunun arşivleri, devlet arşivlerimiz de." dedi.
TTK tarafından Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ev sahipliğinde düzenlenen "Yunanistan Tarafından Anadolu'da İşlenen İnsanlık Suçları: İşgalci Mağdur Olabilir Mi?" konulu sempozyuma katılmak için kente gelen Çetin, AA muhabirine, bu sene 91'inci kuruluş yıl dönümünü idrak ettikleri TTK'nin görevinin, Türk tarihini bütün yönleriyle bilimsel metotlarla çalışmak ve genç kuşaklara aktarmak olduğunu söyledi.
Tarihi kayıtların önemine dikkati çeken Çetin, "Tarihi kendimiz yazmalıyız, başkaları yazmamalı, yazarsa o tarih biliyorsunuz nasıl karşımıza çıkıyor. Özellikle Ermeni tezleri ve Yunanlıların son zamanlarda, son iki yıldır özellikle bize karşı böyle haksız ithamları var. Biz Tarih Kurumu olarak bu tezlere de zaten cevap verdik, Ermeni meselesinde olduğu gibi. Fakat konu artık bilimsel olmaktan, tarih konusu olmaktan da çıktı, bir taraftan da siyasetçilerin eline düştü." diye konuştu.
Tarihi olayların siyasi olarak ele alınmasının doğru olmadığını vurgulayan Çetin, "Siyasette bugün bu taraftan rüzgar eser, yarın başka taraftan esebilir ama hakikatler önemli." ifadesini kullandı.
"Biz hakikatin yanındayız"
Yaşananların, Türkiye'nin güçlenmesiyle alakası olduğuna işaret eden Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda biz bölgesel bir güç olduk çok şükür, bundan sonra kimse engelleyemeyecek, eski Türkiye de yok artık. Dolayısıyla bu yükselişimizi önlemek için, tabii bazılarının da rövanş alma duygusuyla, özellikle arkasında kim olduğunu biliyorsunuz. Bağımsız Yunanistan'dan bahsedemeyiz bugün. Ülkesi tamamen Amerikan üsleriyle dolmuş, nasıl bir ülke? Ekonomisi bitmiş durumda. Dolayısıyla bir daha okusun yakın tarihi, başına gelenleri, İkinci Balkan Savaşı, İkinci Dünya Savaşı. Yunanlıların böyle hareketlenmesi, bazı siyasi oyunların içine girmesi aslında onlar için hiç hayırlı olmamış tarihsel olarak. Bir baksınlar şöyle başlarına gelenlere.
Biz yine komşularıyız, yine dostlarıyız. Bizden hiçbir zaman kötülük gelmedi onlara. Tebaa-i sadıka dedik, en mahrem işlerimizde onlarla beraber çalıştık. Yine Osmanlının gücünü arkasına almıştı ve Ortodoks dünyasının bölgede lideriydi. O zamanda yaptıklarını Bulgarlara, Makedonlara sorun, onlara kendi dillerinde ibadet etmeye bile izin vermemişlerdi. Böyle bir topluluk, tabii toptan yine suçlamıyoruz kimseyi ama hayal görmemeleri gerekiyor artık. Bugünün dünyasında biraz daha ayakları yere basan şeyler söylemeleri lazım. Türkiye'ye istedikleri kadar söylesinler neticede köpüktür bunlar. Ermenilerinki de aynı. Biz hakikatin yanındayız ve Tarih Kurumu olarak bunun savunusunu yapıyoruz yıllardan beri."
"Biz bölgemizde de barış istiyoruz, dünyada da"
Gelecek nesillere düşmanlık aşılamanın faydası olmadığına vurgu yapan Çetin, şöyle devam etti:
"Biz sessiz duruyoruz, bunları kabul ettiğimizden ya da elimizde bir şey olmadığından değil. Geleceğe bir faydası yok. Biz de bu düşmanlığı ileri vardıralım, sürekli çocuklarımıza bunu yükleyelim, ne olacak yani neticede? Bunun bir faydasını görmüyoruz, inanmıyoruz. Zaten bizim dış politikamız da bellidir. Biz bölgemizde de barış istiyoruz, dünyada da. Yeter artık bu kadar zulümler, insanlık suçları, bir yerde son bulması lazım. Bunu da yapacak bir biz varız, emin olun. Bizden başka bunu becerebilecek, bu kabiliyete sahip ülke yok çünkü bizden daha merhametli bir toplum da yok maalesef."
Korkacak, çekinecek bir durum olmadığını vurgulayan Çetin, "Elimizde her şeyimiz var. Biz büyük devletiz ve kayıtlarımız var. Biz üç gün önce kurulmuş devlet değiliz onlar gibi. Dolayısıyla dünyanın neresinden gelirlerse gelsin hepsine bütün arşivlerimiz açık. Tarih Kurumunun arşivleri, devlet arşivlerimiz de." diye konuştu.
"Bu konuları bilim adamlarının, tarihçilerin konuşmasını istiyoruz"
Çetin, bu konuları bilim adamlarının, tarihçilerin konuşmasını istediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Tarih gerçekten ihtisas isteyen bir iş. Konuştuğunuz her şeyin kaynağının olması lazım, bir şey konuştunuz mu hemen onun referansını vermeniz lazım. Bazen bir paragraf bir şey söyleyebilmek için belki binlerce evrak görmeniz gerekiyor. Zor bir iş ama bazı konularda da hiç araştırmaya bile gerek yok, bu zırva yani bunun ne bilimle alakası var ne tarihle alakası var söyledikleri şeylerin."
Yaşananlar karşısında "Buna mı cevap verelim?" diye düşündükleri zamanlar olduğunu dile getiren Çetin, "Ama bizim kendi genç nesillerimize doğrusunu anlatma görevimiz var. Bugüne kadar önemsemedik, gerçekten bilimsel bir tarafı yoktu iddiaların ama yeni neslimiz, şimdi sosyal medya, dijital medya imkanları dolayısıyla bakıyorsunuz bir şekilde kendi çocuklarınız da o propagandaya maruz kalıyor." dedi.
Çetin, basılı yayınların yanı sıra çocuklara, gençlere daha kolay ulaşabilmek adına kısa dijital içerikler üretme noktasında da çalışmaların devam ettiğini belirtti.
"Yunan Mezaliminin Sessiz Tanıkları" adlı belgesel filmi de bu çerçevede yaptıklarını anlatan Çetin, bunların kısa versiyonlarını da hazırlayacaklarını kaydetti.
İlginizi Çekebilir