Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun MHP Lideri Devlet Bahçeli hakkındaki söylemlerine cevap verdi. Büyükataman, Kemal Kılıçdaroğlu'nun günlük siyasi menfaatler ve Türkiye düşmanlarına şirin gözükmek kaygısı taşıdığını belirtirken açıklamasında bu haliyle, Kılıçdaroğlu'nun Türk yargısının egemenliğini ve itibarını yitirdiğini söyleyecek kadar gerçeklerden uzaklaştığını aktardı.
ılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısındaki konuşmasına değinen Büyükataman cevaben, "Kılıçdaroğlu MHP’ye üzülmeyi bırakıp; koskoca CHP’yi yabancı başkentlerin kullanışlı maşası ve teröristlerin sığınağı haline getirdiği için kendi haline yanmalıdır." ifadelerini kullandı. Büyükataman ayrıca, "Ülkücülük; rotasını Kandil’e çevirenlerin, teröristler için adalet isteyenlerin, umudunu Türkiye karşıtı büyükelçilere bağlayanların ulaşabileceği bir mertebe değildir." dedi.
Milliyetçiliğin Kılıçdaroğlu’nun taşıyabileceği bir vasıf olmadığını belirten Büyükataman, MHP Lideri'nin “Milliyetçiliği hayatın her alanında, uygulanabilir bir siyasal yönetim projesi olarak benimseyen tek parti Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Ülkücüyüm, milliyetçiyim diyen kim varsa ana çatısı, ana kucağı Milliyetçi Hareket Partisi’dir.’’ sözlerini hatırlattı.
"CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti‘nin itibarı adına konuşacak son kişidir." diyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, açıklamasında şunları kaydetti:
KILIÇDAROĞLU, ÜLKÜCÜLÜKTEN VE İTİBARDAN BAHSEDECEK SON KİŞİDİR
"Türkiye olarak dünya ve bölgemizdeki sorunların çözülmesinde aktif rol oynadığımız şu günlerde, milli duruştan bihaber muhalefet partilerinin varlığı, ülkemiz adına birçok sorun doğurmakta ve milletimizin bağımsızlık mücadelesine gölge düşürmektedir.
12 Nisan tarihli grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yine kürsüye şuursuzca çıkmış ve akılsızca konuşmuştur. Milliyetçilikten, vatanseverlikten, ülkücülükten ve itibardan bahsedecek son kişi olduğunu unutarak bol keseden itham ve iftiralarına devam etmiştir.
Her iddiasında boşa düşen, her çıkışında amansızca yere çakılan Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerinde duvara toslayacak olmanın korkusuyla, gitgide siyasi nezaketten uzaklaşmakta ve son çırpınışlarını yapmaktadır.
KILIÇDAROĞLU, YARGI BAĞIMSIZLIĞINA SAYGI DUYMALIDIR
CHP lideri, günlük siyasi menfaatleri uğruna ve Türkiye düşmanlarına şirin gözükmek kaygısıyla, Türk yargısının egemenliğini ve itibarını yitirdiğini söyleyecek kadar gerçeklerden uzaklaşmıştır. Yabancı büyükelçilerden aldığı motivasyonla ortalıkta koşuştururken her fırsatta Demirtaş ve Kavala ’ya özgürlük istemesi, bağımsız Türk yargısını tehdit etme cüretinde bulunması, Kılıçdaroğlu’nun yargı bağımsızlığı hakkındaki duruşunu gözler önüne sermektedir.
Türk yargısını itibarsızlaştırmak isteyen Kılıçdaroğlu‘na sormak gerekir: 6-8 Ekim olaylarının kışkırtıcısı Selahattin Demirtaş, bu olaylar neticesinde yaşamını yitiren vatandaşlarımızın hesabını kime verecektir? Gezi olaylarını organize şekilde manipüle ederek devleti zarara uğratan Osman Kavala ‘ya Türk yargısı değil de kim hesap soracaktır? PKK ’lı, DHKPC ’li, FETÖ ’cü teröristleri kim yargılayacaktır? Kemal Kılıçdaroğlu, derhal Türk yargısını baskı altına alma uğraşından vazgeçmeli ve yargı bağımsızlığına saygı duymalıdır.
Kılıçdaroğlu ve altılı masası istiyor ki; Özgürlük istedikleri bu terör odakları, canını yaktığı vatandaşlarımızın hesabını ödemesin, devlete verdiği zararların bedeli sorulmasın, yaptıkları yanlarına kalsın.
Bunlar; Türk milletini anlayamazlar, ihtiyaçlarına cevap veremezler, Türkiye’yi hak ettiği konuma taşıyamazlar. Çünkü bunlar bağımsızlık nedir, mücadele nedir, adalet ve barış nedir bilmezler, anlamazlar.
CHP LİDERİNİN YÜRÜDÜĞÜ YOL YOL DEĞİLDİR
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki; ‘’450 kilometre yürümüşseniz herkes için adalet istersiniz’’. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Kılıçdaroğlu’na tavsiyemiz bir 450 kilometre daha yürüyerek başladığı yere geri dönmesi ve bu sefer doğru istikamete yol almasıdır. CHP lideri bilmeli ki yürüdüğü yol yol değil, vardığı yer il değildir. Bu yürüyüşünde FETÖ bağı sebebiyle KHK ile ihraç edilenlerin göreve iade edilmesi gerektiğini belirtmiş, 15 Temmuz’da yaşamını yitiren 251 vatandaşımızın kemiklerini sızlatmış ve ailelerinin acısına tuz basmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını ve egemenliğini siyasi rant meselesi haline getiren Kılıçdaroğlu‘nun, ülkemizin milli meselelerinde söylediği sözler, takındığı tavır ve duruşu Türk milletinin hafızasına kazınmıştır.
Türk Ordusu Suriye’de kurulmak istenen PKK devletine karşı mücadele ederken, Kılıçdaroğlu ‘’PYD Türkiye’ye tehdit değildir’’ demiştir.
Ordumuz, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak adına katil Esad ‘a karşı mücadele verirken, Kılıçdaroğlu Şam ‘a barış heyeti göndermiştir.
Devletimiz, Libya hükümetinin daveti üzerine mavi vatanı korumak amacıyla Libya’ya askeri destek gönderirken Kılıçdaroğlu ‘’Ne işimiz var Libya’da’’ demiştir.
Güvenlik güçlerimiz, hendeklerle vatanımızı bölmeye çalışan teröristlere karşı canlarını siper ederken, CHP lideri milletin ve devletin yanında değil de terör destekçisi “sözde Barış Akademisyenleri”nin yanında saf tutmuştur. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti‘nin itibarı adına konuşacak son kişidir.
KILIÇDAROĞLU, KENDİ HALİNE YANMALIDIR
TBMM’de yaptığı Grup toplantısında; “silahlı terör örgütüne üye olmak veya yönetmek” suçundan yargılanan DHKPC’li teröristlere adalet isteyen Kılıçdaroğlu’nun milliyetçiliği istismar etme çırpınışı ikiyüzlülükte çığır açtığının göstergesidir.
Kılıçdaroğlu MHP’ye üzülmeyi bırakıp; koskoca CHP’yi yabancı başkentlerin kullanışlı maşası ve teröristlerin sığınağı haline getirdiği için kendi haline yanmalıdır.
CHP ‘de Atatürk‘ün ismi sadece bir istismar konusu olarak kalmış ve Kılıçdaroğlu, altı oktan biri olan milliyetçiliği, akıbeti belli olmayan bir hedefe fırlatalı çok olmuştur. CHP liderinin, partisinde Atatürk konulu ders vermesi ise; yalnızca trajikomiktir. Eğer Kılıçdaroğlu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ü ve onun şerefli duruşunu öğretmek istiyorsa önce kendisi öğrenmeli ve sindirmelidir.
Kendisine; “Türk Milliyetçiliği nedir”, “Atatürk kimdir” “Ülkücülük nedir” konularını en iyi şekilde anlatacağımızdan şüphesi olmasın.
Kılıçdaroğlu; bu kirli duruşun, hastalıklı bakışın, gayri milli davranışın sahibi değilmiş gibi, bir de pişkince üste çıkmaya çalışarak “Milliyetçi” ve “Ülkücü” olduğunu iddia etmektedir. CHP lideri için milliyetçilik, ülkücülük, vatanseverlik ancak bir hayal, kirli emellerini örtbas etmek için temiz bir kalkandır. Tüm bu kıymetli vasıflar Kılıçdaroğlu‘nun ulaşamayacağı noktadadır.
MİLLİYETÇİLERİN ANA KUCAĞI MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ'DİR
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi; “Milliyetçiliği hayatın her alanında, uygulanabilir bir siyasal yönetim projesi olarak benimseyen tek parti Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Ülkücüyüm, milliyetçiyim diyen kim varsa ana çatısı, ana kucağı Milliyetçi Hareket Partisi’dir.’’
Ülkücülük; rotasını Kandil’e çevirenlerin, teröristler için adalet isteyenlerin, umudunu Türkiye karşıtı büyükelçilere bağlayanların ulaşabileceği bir mertebe değildir.
Milliyetçilik; gizli saklı görüşmelerle aklını Türk ve Türkiye düşmanlarına kiraya veren, millete hizmet etmeyi aklından dahi geçirmeyen Kılıçdaroğlu’nun taşıyabileceği bir vasıf değildir. Kılıçdaroğlu’nun sevdası ve sadakati aziz milletimize değil, figüranlığını yaptığı kirli oyunun oyun kurucularınadır.
Türkiye Cumhuriyeti‘ni yönetme iddiasında olan, ancak daha bir Cumhurbaşkanı adayı bile çıkarmayı beceremeyen, ABD Başkanı Biden’den demokrasi dilenen altılı zillet masası, 2023 seçimleriyle tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN SAHİBİ BÜYÜK TÜRK MİLLETİDİR
Hükümete geldiklerinde devlette israfa son vereceğini iddia eden CHP liderinin samimiyetini anlamak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bakmak yeterli olacaktır. İstanbul’un sorunlarına çözüm bulmak yerine, belediye başkanının reklam işlerine milyonlar akıtan CHP’nin ne kadar samimi olduğu ortadadır.
İstanbul halkının her hava olayında yaşadığı perişanlık açıkça ortadadır. CHP’li yöneticilerin amacı vatandaşa hizmet etmek değil, vatandaşı istismar etmektir. Her gittiği şehirde bedava elektrik sözü veren, her buluştuğu çiftçiye bedava traktör sözü veren Kılıçdaroğlu‘na sormak gerekir: yıllardır yönettiğiniz belediyelerin hangi birinde böyle bir işe imza attınız?
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Sahibi büyük Türk milletidir. Bin yıldır bu toprakları yönetmede elde ettiğimiz tecrübe bugün Cumhur İttifakı‘ndadır. Nereden geldiği belli olmayan fikirlerle, ne idüğü belli olmayan kişilerle, köksüz ve temelsiz yöntemlerle Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetilemez.
Türk milleti, tarihin en kritik aşamalarında faziletli duruşu, basiretli yaklaşımı ve geleceğe umutla bakan sabırlı karakteri ile ayakta kalmış ve bu günlere ulaşmıştır. Kılıçdaroğlu ve çevresinde toplanan zillet masasının bu şuura ulaşması mümkün değildir. Bu gerçeklerin idrakinde olarak; Türk milleti 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na olan güvenini tazeleyecek ve Zillet İttifakı’na gereken dersini vererek bağımsızlık mücadelemize sahip çıkacaktır."
Kaynak:Etik Haber
Yorum Yazın