Son günlerde sosyal medyada yükselen “yerli ve milli ürünleri boykot” çağrıları, basit bir tüketici tercihi olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Bu çağrılar, aslında muhalefet kisvesi altında yürütülen bir ekonomik sabotaj girişiminin parçası.
Bu ülke, artık kendi tankını, tüfeğini, otomobilini ve yazılımını üretebilen bir noktaya geldi. Böyle bir üretim gücünü hedef alan boykotlar, sadece bir markayı değil; Türkiye’nin kalkınma çabasını, emekle yoğrulmuş üretim ekonomisini doğrudan hedef alıyor.
CHP’nin uzun zamandır benimsediği “her ne olursa olsun iktidara karşı dur” yaklaşımı, artık yapıcı eleştirinin ötesine geçip, zarar verme boyutuna ulaşmış durumda. Ellerinden gelse, milli savunma sanayisini, yerli tarımı, eğitim alanındaki yerli projeleri bile durduracaklar. Oysa yerli üreticiye zarar vermek, bu ülkeye zarar vermektir.
Biz, kendi ülkesine ve değerlerine karşı duran bu anlayışla mücadele ediyoruz. Çünkü bu anlayış, Cumhuriyetin kuruluş ruhundan kopmuş; vesayetçi dönemleri, karanlık müdahaleleri ve kargaşa dolu süreçleri savunur hâle gelmiş durumda.Bu anlayış, 1923 ruhundan kopmuş, 27 Mayıs’ın vesayetini, 28 Şubat’ın karanlığını, Gezi'nin kaosunu savunan bir anlayıştır.
Ama unutmamalıyız ki bu millet feraset sahibidir. Bugün yerli üretime sahip çıkmak, sadece ekonomik bir tercih değil; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine de destek vermektir. Biz nerede durduğumuzu çok iyi biliyoruz: Üretenin, çalışanının ve bu ülkenin yanındayız.
Bu bir boykot değil, ekonomik bir darbe girişimidir. CHP’nin temsil ettiği zihniyet, bu milletin değerleriyle çatışmayı sürdürüyor. Ama biz daima bu bayrağın, bu toprağın ve emeğin safındayız.
Siyaset Bilimci Ekonomist O.Endüstri Yüksek Mühendisi
Gökhan ARSLAN
Yorum Yazın